Bilinen adreste tebligat:
Madde 10 – Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. (Ek fıkra: 11/1/2011-6099/3 md.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.
28184 SAYILI TEBLİGAT KANUNUNUN UYGULANMASINA DAİR YÖNETMELİK
Bilinen adreste tebligat
MADDE 16 – (1) Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır.
(2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.
Adresten başka yerde tebligat
MADDE 17 – (1) Bir şahsa, adresinden başka bir yerde tebligat yapılabilmesi, o şahsın kabulü halinde mümkündür.
(2) Tebliğ yapılacak şahsın, tebliği çıkaran mercie, PTT merkezine veya tebliğ memuruna müracaat etmesi durumunda da tebliğ yapılır.
· Kanundaki en son adresten kasıt, yerleşim yeri değildir. Bu husus maddenin gerekçesinden anlaşılmaktadır. Tebligatın yapılacağı adres, ev(mesken) adresi olabileceği gibi, iş adresi veya başka bir adres de olabilir; hatta, adres, mesken ve iş yeri ile de sınırlı değildir. Kişi, kendi adresini(bizzat) genellikle oturduğu mesken veya iş yeri dışında, geçici olarak kaldığı bir yeri (örneğin, yazlığını, belli bir süre kalacağı bir otel adresini vb. yeri) adres olarak göstermişse veya bizzat göstermemekle birlikte, kişinin belli bir süre orada bulunması sebebiyle tebligatın orada yapılabileceği anlaşılıyorsa, kişinin bilinen adresi olarak orası kabul edilmelidir.
· Tebligat Kanunu m.10 geniş bir hüküm içermekte ve “tebligat muhatabı, nerede bulunuyorsa orada tebligat yapılabilir” demekte ve bundan da, tebligat muhatabının nerede bulunursa bulunsun, hatta sokakta bile olsa (klise gibi tebligat yapılmasına uygun olmayan yerler hariç), tebligatı kabul zorunda olduğu sonucu çıkartılmaktadır.
· Muhatabın adresi ise, ya tebligat çıkartılmasını isteyen kimse veya diğer ilgililer tarafından bildirilir veya mevcut belge ve bilgilerden anlaşılır (Yönetmelik m.16)
· Muhatap, daha önce yapılan sözleşmede (veya benzeri belgede) adresini bildirmişse, bu “bilinen” adrestir.
· Eğer muhatap, tebligatı çıkaran merciye yazılı olarak başvurup tebligatların yapılacağı adresini bildirirse, bildirilen bu yer bilinen adres olarak kabul edilmelidir.
· Tarafların tebligat adresi üzerinde anlaşmış olmaları halinde, anlaşılan adrese tebligat geçerlidir; diğer bir ifadeyle bu şekilde taraflar bilinen adreslerini birbirine bildirmiş olurlar. Buna tebligat adres sözleşmesi denilebilir. Hukuken ortada geçerli bir tebligat adres sözleşmesi bulunması sebebiyle, nu sözleşmenin tarafları bağladığı kabul edilmelidir. Yine buna paralel olarak, tarafların birbirlerine verdikleri tebligat adreslerini daha sonra da değiştirdiklerini karşılıklı olarak bildirmedikleri takdirde, kanımızca, sözleşmedeki adrese tebligatın yapılmış olması yeterlidir.
Yarg. 13.HD 17.11.2005, 10654/17067
"….. tarihi itibariyle hesabını kat edip ihtarname çektiği,….. Mahkemece anılan kararlaştırma gözetilerek sözleşmede bildirilen adrese çıkarılan tebligat geçerli olup,…."