· Bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için varlığı veya yokluğu gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi (mesmu olması) şartları da denir.
· Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış sayılır, yani dava derdesttir. Ancak mahkeme dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit ederse usulden reddetmekle yükümlüdür.
· Dava şartlarının yokluğu hakim tarafından kendiliğinden gözetilir, ancak mahkeme dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir.
DAVA ŞARTLARININ ÇEŞİTLERİ
I ) MAHKEMEYE İLİŞKİN DAVA ŞARTLARI
1) TÜRK MAHKEMELERİNİN YARGI HAKKININ BULUNMASI
a) Yargı hakkının ülke yönünden sınırları:
• Türk mahkemelerinin yargı hakkı Türkiye Cumhuriyeti’nin coğrafi sınırları ile sınırlıdır.
b) Yargı hakkının kişi yönünden sınırları:
• Kural olarak bütün gerçek ve tüzel kişiler , Türk yargısına tabidir. Ancak bu kuralın bazı istisnaları vardır
—> Yabancı devletlerin yargı muaflığı: Bir devlet başka bir devletin mahkemeleri önünde yargılanamaz (dava açılamaz). Ancak bir devletin yargı muaflığı , yabancı devletlerin egemenlik işlemlerine ilişkin davalar hakkındadır.
—> Diplomatik temsilcilerin yargı muaflığı: Hukuk davalarında yargı muafiyeti tam (mutlak) değildir. Viyana Sözleşmesi madde 31’de yer alan davalarda Türk medeni ve idari yargısına tabiyet vardır. Bunun dışındaki hallerde dava esasına girilmeden dava şartı yokluğundan reddedilir. Ancak bu kişiler Türk mahkemelerinde dava açabilir veya açılmış bir davaya müdahale edebilirler. Bu şekilde dava açılması halinde , bu kişilere karşı muafiyet söz konusu olmaksızın dava açılabilir.
2. YARGI YOLUNUN CAİZ OLMASI
• Davanın adli yargı koluna ait (adli mahkemelerin görevine giren) bir dava olması gerekir. Adli yargı koluna ait bir dava idari yargı merciinde açılamaz, açılırsa bu husus yargılamanın her aşamasında bir dava şartı olarak taraflarca ileri sürülür ve mahkeme tarafından resen nazara alınır.
3. MAHKEMENİN GÖREVLİ OLMASI
• Davanın açıldığı hukuk mahkemesinin o davaya bakmaya görevli olması gerekir.
4. KESİN YETKİ HALLERİNDE MAHKEMENİN YETKİLİ OLMASI
• Hakkında kesin yetki kuralı bulunan bir davanın mutlaka kanunda gösterilen yer mahkemesinde açılması gerekir. Aksi halde mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi gerekir.
II) TARAFLARA İLİŞKİN DAVA ŞARTLARI
• Taraflara ait dava şartlarının bir kısmı , tarafın kişivarlığı hakları ile ilgilidir. Bir kısmı ise tarafın davada yapması gereken hususlarla ilgilidir. Bunlar :
1) DAVADA 2 TARAFIN BULUNMASI
• Bir davada birbiri ile uyuşmazlık içinde bulunan 2 taraf yoksa , o zaman dava değil çekişmesiz yargı işi olur.
2) TARAF EHLİYETİ
• MADDE 50- (1) Medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir.
3) DAVA EHLİYETİ
• Dava açabilmek için bir gerçek kişinin dava ehliyetine sahip olması gerekir.
• MADDE 51- (1) Dava ehliyeti, medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir.
• Bunun için şu şartların oluşması gerekir:
1. Temyiz kudreti
2. Erginlik
3. Kısıtlı olmamak
4) DAVA TAKİP YETKİSİ
• MADDE 53- (1) Dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir.
• Dava takip yetkisi bulunmayan taraf tasarruf yetkisinin bulunmaması sebebiyle dava açamaz ve usul işlemleri yapamaz. Dava açılması ve usuli işlem yapılması bu konuda kanunen yetkilendirilmiş kişiye aittir.
5) YASAL TEMSİLCİNİN GEREKLİ NİTELİĞE SAHİP OLMASI
• Temsil veya izin belgelerinin verilmesi
MADDE 54 - (1) Kanuni temsilciler, davanın açılıp yürütülmesinin belli bir makamın iznine bağlı olduğu hâllerde izin belgelerini, tüzel kişilerin organları ise temsil belgelerini, dava veya cevap dilekçesiyle mahkemeye vermek zorundadırlar; aksi takdirde dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamazlar. Şu kadar ki, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mahkeme, kanuni temsilcilerin veya tüzel kişilerin organlarının, yukarıda belirtilen eksikliği gidermeleri şartıyla dava açmalarına yahut davayla ilgili işlem yapmalarına izin verebilir.
(2) İzin belgesinin alınması için mahkemeye müracaat edilmesi gerekiyorsa ilgiliye, müracaatı için kesin süre verilir. Bu süre içinde mahkemeye başvurulması hâlinde bu konuda karar verilinceye kadar beklenir.
(3) Süresi içinde belgelerin ibraz edilmemesi veya mahkemeye başvurulmaması hâlinde, dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.
• Davada tarafların yasal temsilci ile temsil edilmesi hallerinde, temsilci olarak hareket eden kişinin gerekli niteliklere sahip olması bir dava şartıdır.
6) DAVAYA VEKALET EHLİYETİ VE GEÇERLİ VEKALETNAME
• Davaya vekalet ehliyeti medeni hukuktaki iradi temsil kavramının usul hukukundaki karşılığıdır.
• Vekil veya temsilci aracılığıyla takip edilen davalarda , vekilin davaya vekalet ehliyetine sahip olması ve geçerli bir vekaletnamesinin (temsil belgesi) bulunması gerekir.
• Buna karşılık taraf sıfatı (husumet) dava şartı değildir. Taraf ehliyeti, hak ehliyeti olanların sahip olduğu ehliyetken ; taraf sıfatı, tarafı olduğu hakkın veya borcun sahibi olmak demektir. Bir davada taraf olmak taraf sıfatına sahip olmak demek değildir. Örneğin bir davada davacı olmak davada taraf olmaktır. Davacı olarak dava konusu hakkın sahibi olmak ise taraf sıfatına sahip olmak demektir.
• Dava hakkı da dava şartı değildir. Çünkü, dava hakkının bulunmaması , davanın esasına girilmesine engel olmaz. Mahkeme davanın esasına girer, davacının davacının dava hakkı bulunmadığı sonucuna varırsa davayı usulden değil esastan reddeder.
7) TEMİNAT GÖSTERİLMESİNE İLİŞKİN KARARIN GEREĞİNİN YERİNE GETİRİLMESİ
Teminat gösterilecek hâller
• MADDE 84- (1) Aşağıdaki hâllerde davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat gösterilir:
a) Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşının dava açması, davacı yanında davaya müdahil olarak katılması veya takip yapması.
b) Davacının daha önceden iflasına karar verilmiş, hakkında konkordato veya uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırma işlemlerinin başlatılmış bulunması; borç ödemeden aciz belgesinin varlığı gibi sebeplerle, ödeme güçlüğü içinde bulunduğunun belgelenmesi.
(2) Davanın görülmesi sırasında teminatı gerektiren durum ve koşulların ortaya çıkması hâlinde de mahkeme teminat gösterilmesine karar verir.
(3) Mecburi dava ve takip arkadaşlığında teminat gösterme yükümlülüğü, bu yükümlülüğün tüm davacılar bakımından mevcut olması hâlinde doğar.
• Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşı davacının veya davacı yanında davaya giren yanında davaya müdahale edenin , davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat yatırması gerekmektedir. Hakim tarafından verilen kesi süre içinde teminat yatırılmazsa dava esasa girilmeden usulden reddedilir.
III) DAVA KONUSUNA İLİŞKİN DAVA ŞARTLARI
1) DAVACININ YATIRMASI GEREKLİ GİDER AVANSININ YATIRILMIŞ OLMASI
• Davacı dava açarken yargılama harçlarının yanı sıra gider avansı tarifesinde belirlenen tutarı mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
2) DAVACININ, DAVA AÇMAKTA HUKUKİ YARARININ BULUNMASI
• Korunması gereken yarara “himaye ihtiyacı” da denir.
• Dava hakkı hukuki yarar ile sınırlıdır.
• Davacı hakkına kavuşmak için mahkeme kararına muhtaç olmalıdır. (dava açamadan hakkına ulaşabiliyorsa korunmaya değer hukuki menfaat yoktur)
• Davacının dava açmakta korunmaya değer bir yararının olması gerekir.
• Kısmı dava açmak mümkünse de alacağın bir bölümünün dava edilmesinde davacının korunmaya değer hukuki yararının bulunması gerekir.
• Hukuki yarar dava açıldığı anda var olmalıdır. Bu yüzden muaccel olmamış bir alacak için açılan dava esasa girilmeden reddedilir. Aynı şekilde açıldığı sırada belli olmayan “şüpheli” veya ileride doğacağı beklenen bir yarar da hukuki yarar sayılmaz.
• Dava açıldığı sırada var olmayan bir hukuki yarar için hakimin süre verip tamamlanması beklemesi söz konusu değildir çünkü bu tip bir yarar süre verilerek tamamlanabilecek bir yarar değildir.
• Yarar, nihai karar verilinceye kadar var olmalıdır.
a) Eda davalarında hukuki yarar:
• Hukuki yararın varlığı asıldır. Yani kural olarak davacı dava açmaktaki hukuki yararının varlığını bildirmek ve ispat etmekle yükümlü değildir. Ancak şüphe, kuşku halinde hukuki yararın olup olmadığı inceleme konusu yapılabilir. (alacak veya hakkın muaccel olması hali için geçerlidir)
b) Tespit davalarında hukuki yarar:
• Hukuki yararın varlığı davacı tarafından özellikle bildirilmeli ve ispat edilmelidir, bu şart gerçekleşmezse dava usulden reddedilir.
c) Belirsiz alacak davası:
• Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin davacıdan beklenemeyeceği veya bunun olanaksız bulunduğu hallerde alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktarı belirleyerek belirsiz alacak davası ve tespit davası da açabileceği kabul edilmiş ve bu durumda hukuki yararın olduğu varsayılmıştır.
d) İnşai davalarda hukuki yarar
• İnşai davalar kural olarak yalnızca kanunun öngördüğü hallerde açılabilir ve bu hallerde eda davalarında olduğu gibi davacının hukuki yararı bildirmesine ve ispat etmesine gerek yoktur.
e) Her talep için hukuki yarar şarttır. (delil tespit talebi gibi)
3) AYNI DAVANIN DAHA ÖNCEDEN AÇILMIŞ VE HALEN GÖRÜLMEKTE (DERDEST) OLMAMASI
• Aynı davanın 2 defa açılmasında korunmaya değer hukuki yarar yoktur.
4) KESİN HÜKÜM BULUNMAMASI
IV) ÖZEL KANUNLARDAKİ ÖZEL DAVA ŞARTLARI
DAVA ŞARTLARININ İNCELENMESİ
• Dava şartının yokluğunun tespiti ihmal edilmiş olup bu şart sonradan tamamlanırsa , dava , hüküm anında dava şartları tamam olduğundan davanın usulden reddine karar verilmez.
• Mahkeme ön inceleme aşamasında dava şartlarını inceler ve tamamlanabilecek nitelikte olması halinde kesin süre verir. Ön inceleme aşaması ve dava şartları tamamlanmadan mahkeme tahkikata geçemez.
• Mahkeme kural olarak dava şartlarını dosya üzerinden karara bağlar, gerek görüyorsa ön inceleme duruşmasında tarafları dinleyerek de karar verebilir.
• Ön inceleme aşamasında dava şartlarının incelenme sırası şöyle olmalıdır : 1.Mahkemeye ilişkin dava şartları :Yargı hakkı, yargı yolu, görev, kesin yetki , 2.Taraflara ilişkin dava şartları , 3. Konuya ilişkin dava şartları
• Dava şartı yokluğu sebebiyle usulden red kararı nihai karar olduğu için kanun yoluna başvurulabilir.